Bugün gökyüzünde Akrep burcunda dönüşüm enerjimizi harekete geçiren bir dolunay var.
Koç burcu Yeni Ayında ektiğimiz tohumlar bugünkü dolunay ışığı ile gözle görünmeye başlıyor ya da gökyüzündeki ay ışığının gerçekliğinde tamamiyle kayboluyor.
Gizlemeye gerek kalmadan, kendinden korkmadan, saklanmaya yüz tutmuş doğruları yüzümüze gözümüze bulaştıran bu dolunay dönüşüm için hepimizin gerçekliğe ait merceklerini yıkıyor.
En karanlık geceyi aydınlatan akrep ayın dolunay ışığında gerçekler ile yıkanmak demek artık işimize yaramayan ve bize hizmet etmeyen alışkanlık haline getirdiğimiz bazı değerlerimizden vazgeçebilmemiz için kendimizle gerçekçi bir yüzleşme yapabilmek demektir.
Kişisel gelişiminiz adına içinizde öldürmeye gönüllü olduğunuz eskimiş değer ve doğrularınızı dönüştürebilme kapasiteniz, kendinizi yok etmeye gönüllü olduğunuz yerden sizi daha iyi versiyonunuza dönüştürmek adına son bir çağrıda bulunuyor.
Yaşamın doğal döngüsü olan doğum ve ölüm süreci gibi aslında her şey öldüğünde yeniden doğuyor.
Doğadaki tüm canlılar gibi…
Dalından kuruyup toprağa düşen eski meyve tohumları gibi yaşadığımızı hissetmemiz için tekrar hayat bulmaya çabaladığımız bir dolunay etkisi altındayız.
Bizi kendi yaşamlarımızda dönüştürebilecek tek yol; içimizde bir şeylerin ölmesine korkmadan izin verdiğimiz alanın kapasitesidir.
İnsan yalandan tutunduğu ve korktuğun her şeyden vazgeçmeye gönüllü olduğunda zaten değişti demektir!
Akrep burcu değişime direnmeyi bir güç olarak görür. Sabit yapıda olduğundan vazgeçmeyi ya da kaybetmeyi ölmekle bir tutabilir. Asıl gücün doğanın doğal dengesine uyum sağlamak olduğunu ancak o güçler karşısında aciz kaldığında anlar.
Bu dolunay, kendimizde ve yaşamlarımızda olmak istediğimiz kişi ile olduğumuz kişi arasında korkarak arada kalan bize ‘kendini yeniden yaratmaya cesaretin var mı?’ diye soruyor.
Önümüzdeki 3 hafta boyunca hepimiz tekrar dönüşerek doğmak adına bir kapanma sürecine giriyoruz.
Duygularımızda yenilememiz gereken alanları, kalbimizi delip geçen doğrularla fark etmemizi sağlayacak bir dönem bizi bekliyor.
Kendimizi dönüştürebileceğimiz bir enerjiye sahip olup olmadığımız gökyüzü tarafından acımasızca sorgulanıyor. Ortaya çıkan gerçekler acıtıyor.
Gerçekler hep acıtmaz mı zaten?
Dönüşümde, doğum ve ölüm gibi hep acı dolu değil midir?
Kimse kelebeğe dönüşmeden önce tırtılın çektiği acıdan bahsetmez.
Kelebeğin ortaya çıkan güzelliğinin tırtılın çektiği acı kadar olduğunu söylemez.
Acı eşiği riyakarlıkla incelmiş olan her ruh, kendini dönüştürmek için gereken cesareti ve doğruluğu bulamadığında içinde bulunduğu durumu ya sıradanlaştırır ya da anlamamazlıktan gelerek hayatta kalmaya çalışır!
Kendinden uzaklaşarak karanlıkta yolunu bulmaya çalışan ruh, başkalarında ışık arayarak yoluna devam etmeye çalıştıkça hep karanlıkta kalır.
Kendi içinde bulma cesaretine nail olamadığın ışığı, ancak başkasında ya da başka şeylerde aramaya cesaret edebilecek kadar ileri gidebilir.
O ruh hep zanneder ki, öteki yüzündendi her şey, sebep ötekiydi, o kaderdi, o andı, o anıydı o karanlık yolda onu kendisiyle baş başa bırakan her sebepti o suçlu olan…
Sonunda her ne sebeple olursa olsun, karanlıkta doğru bildiği yanlışlarla kalan ruh ‘kendi seçimleri ve özgür iradesi’ ile kendi kendini yok eder.
Işığı göremediğinde, ruh karanlıkta çıktığı her yolda kaybolur sonra da yok olur.
Kendini dönüştürmek için ihtiyaç duyduğun cesaret eğer sende yoksa, anlamsız şekilde kaçıp durduğun doğruları, dolaylı yollarla ifade ettiğinde kendinden de uzaklaşırsın.
Karanlıkta kalırsın.
Rodney Collin’in de dediği gibi; “Bir insanın deliliği ve anormalliği, özü ile kişiliği arasındaki uzaklıktan doğmaktadır. Bir insan kendisinin ne olduğunu daha fazla bildikçe, akıllılığa daha fazla yaklaşır. Kendisi hakkındaki hayali, gerçekte ne olduğundan uzaklaştıkça, daha fazla delirir.”
Bir insanın kendisi hakkındaki değeri, kendisine söylediği doğruları cesaret ile birleştirebildiğinde değişir.
O cesaretle aldığı doğru kararları uygulamak için kendine fener olduğunda ruh, içimiz aydınlanır ve dönüşüm gerçekleşir.
Değişim böyle bir şeydir, ölüyorum dediğin yerden tekrar doğar ve yaşama katılmaya başlarsın.
Akrep dolunayında dönüşmen için ihtiyacın olan tüm gerçekler ortadadır.
Farkındalık ve bilinçle kabul ettiğin her durumu dönüştürmeye cesaret ettiğinde yaşama karşı bir adım atarsın.
Ya da; kendini bilmenin o ince çizgisinde, doğruları kendine göre yontup çarpıttığında hep bildiğin o karanlık yerde artık sana faydası olmayan, inanmak istediğin, sabitlenmiş alışkanlıklarına mahkum kalırsın.
Ne bir adım ileri, ne bir adım geri.
Olduğun yerden etrafına bakarak, üzerinde kendi durduğun çimler haricindeki her yeri yemyeşil görerek; cesaretsizliğini çaresizlikle çarpıtırsın.
Kadere teslim olur, görmezden geldiğin doğrularla yanlış bir hayat yaşarsın.
İnsanın kendine doğruları söylemesi zordur, tüm savunma mekanizmaları ortadan yok olup kendine sessizce gerçeği fısıldadığın yerden hayatı yaşamaya başlarsın.
Gerçeklerin getirisi olan yapmak zorunda olacaklarının vereceği sorumluluk ile aklını başını dağıtacak başka bir çimen ararsın, kendine ait olmayan bir bostanın hayalinde yanarsın.
İşte bu tam da Akrep dolunayıdır! Işıl ışıl parlayan yaralar ve gerçeklerle önümüzde dönüştürmemiz gereken kişisel yaşam alanlarımıza ışık tutan…
Bu ışıkta, ya kendinimizin bir parçasını doğruluk ve cesaretle dönüştürmeye cüret etmeye gönüllü olacağız, ya da yine görmezden gelerek çarpıtılmış gerçekler içinde varolmaya devam edebilmek adına durumu yine yok sayacağız.
Kendini yok edeceğini bile bile doğruyu yapmak cesaret ister!
Ve ancak kendin için doğru olanı sen yaptığında, istediğin değişimi yaşamına sağlayacak enerjiyi yaratabilirsin.
Doğruluk ve cesaret ile,
delilik ve anormallik ile gerekirse,
bilgeliğin ve bilincin dönüşümü bu dolunay!
Resmen bir kelebek etkisi.
Sevgi ve Işıkla,
Sağlık ve Huzurla,
Açık ve cesaretli bir kalp ile.
Şimdi içinden benimle aşağıda yazdığım olumlama cümlelerini tekrarla,
Dönüşümüme ve gelişimime engel olan her şeyin yapım, yıkım ve onarımını iptal ediyorum.
Hayalini kurduğum gelecekte kendimi görebilmek için cesaretle dönüşümüme izin veriyorum.
İçimde uzun zamandır dönüşüme direnen korkularımın yapım, yıkım ve onarımını iptal ediyorum.
Dönüşüm enerjisini sağlık ve huzur dolu bir gelecek için aktive ediyorum.
İyi ki varsınız.
Şifa dolu bir 3 hafta dilerim.
Illustrated & written by Ayşe Zeynep Açıkalp, StarZCope 2021