BOĞA AY TUTULMASI

adam ve gemi

Ay Tutulmasının gerçekleştiği Boğa burcu toprak burçlarının ilkidir.

Fiziksel bedenimizin yaşamak için ihtiyaç duyduğu kaynak ve değerler astrolojide boğa burcu üzerinden ifade bulur.

Amacı, yaşamın içinde kendini güvende hissedebileceği somut değerler oluşturmak ve bunları korumaktır.

Boğa burcunun yöneticisi olan Venüs’ün Ay Tutulması ile yaptığı zorlu açı, bu dönemde fiziksel güvenliğimizi ve evren ile olan ilişkimizi eğer yaşamlarımızda sağlam temeller yaratmak istiyorsak 5 duyu organımız üzerinden kurmamız gerektiğini söylüyor.

Toprak elementinin ve fiziksel gerçekliğimizin ilk burcu olarak Boğa; görme, işitme, tat alma, koklama ve dokunma duyularımızı harekete geçiriyor. Boğa burcu, fiziksel bedenimizi duyu organlarımızla nasıl temasa geçirdiğimizi anlatıyor.

Duyularımız üzerinden algıladığımız evren, yaşamla olan ilk fiziksel temasımızdır.

Boğa burcunda gerçekleşen tutulma enerjisini anlayabilmemiz için, duyu organlarımız üzerinden deneyimlediğimiz maddi yaşamın somut verilerine ve kanıtlarına ihtiyacımız vardır.

Çünkü tutulma etkisi boyunca yaşayacağımız deneyimler, bizi Boğa burcunun temsil ettiği maddesel yaşamın güvenlik ve konfor ihtiyaçlarına bağlayacaktır.

Yaşam daima güvenlik hissimizi oluşturabilmemiz için duyu organlarımızı kullanmamızı talep eder. Fiziksel gerçekliği algılamamıza yardım eden duyularımız, deneyimlerimiz üzerinden yaşamda aradığımız güvenlik duygusunu yapılandırır.

Duyu organlarımız üzerinden algıladığımız yaşam deneyimsel olarak bu evrendeki en büyük gerçekliğimizdir. Ve yaş aldıkça varoluşumuzun en büyük kanıtı haline gelir.

Tutulmanın Uranüs ile yaptığı kavuşum enerjisi ise, fiziksel varlığımızın korunma ve güvenlik alanlarını tehdit ediyor. Bu dönemde, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmemiz ve yaşamı duyusal bir farkındalıkla kavrayabilmemiz çok önemlidir.

Duyularınız üzerinden size ilham veren deneyimleri bu tutulmada varsayımlardan ve hayallerden ayırabilirseniz yaşamadaki içgüdüsel farkındalığınıza sağlam temeller ile uyanabilirsiniz.

Sessizlik, sakinlik ve huzurda her zaman konfor hissi bulan Boğa enerjisi ile bu tutulmada bütünleşmek ve fiziksel bedenimizin korunma ve güvenlik alanlarını belirlemek dönemin enerjilerini yönetebilmemiz adına en yüksek faydamıza olacaktır.

Bu tutulmada, duyu organlarımız üzerinden keşfettiğimiz fiziksel ihtiyaçlarımızı dinleyerek ruhumuz ve aklımız arasındaki dengeyi sağlıklı bir şekilde kurabiliriz.

Ruh beden ile bağlantı kurduğunda, yaşam ile iş birliği yapmış oluruz.

Varlığımızın yaşam içerisindeki görünmez ve duyulmaz taraflarını görünür ve duyulur hale getiririz.

Ruh, beden tarafından duyulduğunda canlanır.

Çünkü artık ruh görmezden geldiğimiz solgun ve kısık bir ses değil, sorduğumuz soruları cevaplayan ve bize öğütler veren kendi içsesimizdir.

İçimize dönebilmek adına yalnız kalmak kolaydır; zor olan buna ihtiyaç duyduğumuz doğru zamanı kavrayarak o anı kendimiz için yaratmaktır.

Hepimiz anlık, kısa ve öğretici olan bu deneyimin içerisindeki sessizlikte kendimizi bulabiliriz.

Eğer yaşamımızda bu anlara yeterince sahip değilsek, zamanla kısıtlayıcı bahaneler ve özürler ile içsel hayatı görmezden gelir ve soluklaşırız.

Sanki ruhu, bedeni içerisinde olmayan ada bir iskelet gibi oluruz. Aynen ıssız adalarını terk edemeyen yerliler gibi. (bknz. ADA YERLİLERİ VE BİR GEMİ)

Yalnız kalmak ve içe dönmek ihtiyaçlarımız ve istediklerimiz hakkında bilgi edinmemizin tek yoludur. Kendimizi senenin bu hasat zamanında fiziksel ve ruhsal olarak koruma altına almak, içine gireceğimiz dönemin yaratıcı gücünü en doğru şekilde yönlendirmemize yardım edecektir.

Sorumluluklarımızı ve gitmek istediğimiz hedefin getirileri karşısında nasıl davranmamız gerektiğini sorguladığımızda bile yaşama karşı güven duygumuzu yükseltebiliriz.

Yeniden canlanmak ve duyularımız üzerinden yaşamla tekrar bağlantı kurabilmek adına yaratacağımız sessiz ve sakin zamanlarda kendimizi işitmemizi, görmemizi, tatmamızı, koklamamızı ve ruhumuza dokunmamızı sağlayacaktır.

Tutulmanın kadersel etkisi, içinizden gelen rotayı takip edebilmek ve yaşamlarınıza uranyen şekilde dahil olan değişim enerjisini kabul edebilmektir.

Kabul ve farkındalık içinde bulunduğunuz gemide kendinizi güvende hissetmenizi sağlayacak olan yaşamdaki iskeletinizin ilk organı ruhunuzdur.

Bu farkındalık üzerinden geliştirdiğiniz içgüdüsel duyularınızla algıladığınız yaşam, ruhunuza yön verecek ve bedeninizin gitmesi gereken rotayı ortaya çıkaracaktır.

ADAM VE GEMİ

Adam, doğduğu ve büyüdüğü adadan ayrılalı günler olmuştu.

Onu bilinmezliğe ve umuda doğru götüren gemideki günlerine şahitlik ettikçe, sanki daha önce gözlerini görmek için hiç kullanmamış gibi hissediyordu.

Kaptan, Adam’a uyuması için geminin güvertesinde yelken demirlerinin altında bulunan küçük bir kamara vermişti. Adam gününün çoğunu yaşadıklarını sindirebilmek için kamarasında uyuyarak geçiriyordu. Bazen de gözlerini kapatıyor ve yaşadıklarının gerçek olmadığına inanmak istiyordu.

Adada uykuya dalmak için yaptığı gibi, yalnızca gökyüzüne baktığı zamanlarda kendini evinde ve güvende hissediyordu.

Adam gemiye şiddetle vuran bir dalganın sarsıntısı ve sesi ile uyandı.

“Okyanusların üzerinde gemide geçen bir zamana tutunmak, ada sahilinde yaşamaktan daha tehlikeli” diye düşündü.

Bilinmezliğin sularında keşfe çıkan Adam, yolculuk başladıktan sonra anladı ki gemide adadan tamamen farklı bir yaşam vardı.

Adam gemiye bineli 15 gün olmuştu.

Gökyüzünde dolunay fazındaki Ay, okyanusun tüm karanlığını derin bir şekilde aydınlatmaktaydı.

Adam’ın kafasındaki sorular uykusundan uyandığı her an aklını başından alıyor ve gemide olmanın verdiği o tatlı huzursuzluğun içinde zihni okyanus sularındaki gibi sürekli dalgalanıyordu.

Adam’ın; dolunayın yüzüne vuran ışığı, kendi içsesi ve okyanusla rüzgârın sesinden başka kimsesi yoktu. Gemi içinde geçirdiği tüm vaktinde kendi içsesini duymayı ve onunla konuşmayı yeniden öğrenmişti. Çünkü artık yaşam rotasını belirlemede en büyük yardımcısının kendi içsesi olduğunun farkına varmıştı.

Anladı ki artık gökyüzüne bakarak kendini evinde hissetmesine gerek yoktu.

Çünkü gemi artık onun yeni eviydi.

 

Boğa burcunda gerçekleşen tutulmada fiziksel bedenimizi duyusal olarak dinlememiz gereken alanlar, Adam’ın yüzüne vuran ayın ışığı gibi parlıyor.

Okyanusun ve yaşamın derin sularında hayatta kalmanıza yardımcı olacak en iyi can kurtaran, iç sesimiz ve Adam gibi bu sesi duyularımız üzerinden duyumsayabilme potansiyelimizdir.

Çünkü duyularımız ve içgüdülerimiz olmadan yaşama karşı inanç ve umut geliştirmemiz mümkün değildir.

Boğa burcu Ay Tutulması’nda mağaranızdan çıkıp deneyimlerinizi yaratacağınız yaşam alanınıza, ancak inanç geminizin yakıtı olan duyularınız üzerinden ulaşabilirsiniz.

Hepimize Adam’ın farkındalığında duyusal deneyimler yaratan, huzur ve güven veren harika bir dolunay enerjisi dilerim.

 

Illustrated and Written by 

Ayşe Zeynep Açıkalp, StarZcope 2022

PS: Adam ile devam eden hikayemizin ilk bölümü olan Akrep Güneş Tutulması — Ada yerlileri ve Bir Gemi yazısına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

AKREP GÜNEŞ TUTULMASI