KOVA BURCUNDA YENİ ♒︎ AY ve HOROSKOP YORUMLARI

TEK BAŞINALIK VE YALNIZLIK ARASINDAKİ KÖPRÜDE BİZİ KENDİMİZLE KARŞI KARŞIYA GETİREN YENİ AY ETKİLERİNE HAZIR MISINIZ?

Bugün Kova burcunda Yeni bir Ay doğuyor. Kova burcu astrolojide gelecekte kendimizi birey olarak görmek istediğimiz yaşam alanlarımızı ve sosyal gruplar içerisindeki yerimizi temsil eder. İsyan ve reform gezegeni Uranüs tarafından yönetilir. ♒️ Kova, hava burcu olarak sembolü hava ve su dalgalarını temsilen yaşamdaki entelektüel enerjiyi gösterir. Merkür gezegeni ile kavuşum yapan Yeni Ay bu dönemde iletişim üzerinden kendimizi ortaya koyduğumuz alanlara yeni bakış açıları ve farkındalıklar getiriyor. Uranüs ve Mars arasındaki kavuşum kendimizi savunduğumuz gerçekleri ortaya çıkarmak adına cesaret verici ve gözü kara bir enerji yaratıyor. İlişkilerde ve duyguların ifadesinde kendimizi özgür bir birey olarak hissetmek istediğimiz bir yeni ay enerjisiyle Şubat ayını karşılıyoruz.

Yeni ay enerjisine dahil olan Mars-Plüton zorlayıcı açısı uzun süredir biriktirdiğimiz, güç savaşına dönen sözel enerjilerin dağılmasında ciddi bir etkiye ev sahipliği yapıyor. Toplum içerisindeki kişisel özgürlük haklarımız müdahale gördüğü yerden verdiğimiz tepkiler ile hepimizi pimi çekildiğinde patlamaya hazır küçük sözel el bombalarına dönüştürüyor.

Böyle bir davranış başkalarından “acımasız” damgası yememize neden olsa da içinde olduğumuz gökyüzü durumu artık bizi yarım verdiğimiz tepkilerden uzaklaştırıyor. Olası bir geri tepmeden ürkmeden yaşamımızda kendimizi tek başımıza ortaya koymaya gönüllü olduğumuz alanlarda bir problemin çekirdeğine inme eğiliminde olduğumuzun mesajını veriyor.

Sosyal özgürlük alanlarımızın toplumda tekrardan belirlenmesi adına içimizde isyan bayrağını çeken ve kendimizi ifademize destek veren bu Yeni Ay toplumda ve gelecekte kendimizi nasıl görmek istediğimize dair normlarımıza yeni bir sistem getirmek istiyor.

Dış dünyada hareket etme ve kendi istediğimizi yapmak üzerine bizi cesaretlendiren Mars Koç — Kova yöneticisi Uranüs gezegeni ile yaptığı kavuşum ile Yeni Ay’da ortaya koymak istediğimiz tepkilerde yapıcı olduğu kadar yıkıcı bir harekette yaratıyor. Varlığımızın derinliklerinde açığa çıkan isyankar ve kontrolü zor olan bu enerji ile kendimizi ifade etmek yaşamlarımızda karşımızdakini zorladığımızı hissettiğimiz bir etkiye sebebiyet veriyor.

Kendimizi ifademizin özgürlük arayışı kendine yeni bir düzen istiyor.

Toplumda bireysel olarak kendimizi ortaya koymak ve gelecekte kendimizi görmek istediğimiz yeri belirlemek adına ciddi bir mücadele içerisine giriyoruz.

Tek başınalık ve yalnızlık arasındaki köprüde bizi kendimiz ile baş başa bırakan bir yeni ay enerjisi ile karşı karşıyayız.

Bizi Tek başınalık kavramı ile yüzleştiren yeni ay sırasında ortaya çıkan olaylar ve durumlar aslında hayatın içindeki yalnızlığımızı dile getiriyor. Bu süreç aslında insan olmanın doğasında olan, annemizin karnından dünyaya geldiğimiz andan itibaren sonsuza kadar devam eden bir gerçek olarak kendini gösteriyor.

Bunu unutturmak adına varlığınız üzerine aileden, dostlardan, insanlardan ve toplumdaki statünüzden kurduğunuz kaleler inşa edebilirsiniz. Fakat bazı günlerin sonunda yaşamın manevi ve/ veya maddi tarafında yalnızlık duygusu kaçınılmazdır. Kalabalığın içinde yalnızlığımızı ulaşılmaz ya da görünmez kıldığımızda dahi insanın kendinden gizlediği tek başınalık duygusu ile yüzleşmek durumda kaldığı an’larla dolu olan bir yerdir yaşam.

İnsan bir aile içine doğar ve sürekli beraber olmayı daha doğmadan tercih ettiği bireylere karşı belli alışkanlıklar geliştirir. Türk toplum aile yapısı ve kültürü bu alışkanlıkların desteklenmesinde gözle görünür bir etki yaratır. Ve bizi tek başınalık hissinden uzaklaştırarak başkalarına bağımlı bireyler haline getirir.

Çocukluktan itibaren söylediğimiz ve düşündüğümüz her şeyin desteğini aradığımız bir aile yapısında olan bir toplumun içinde büyümek bizi tek başınalık hissinden uzaklaştırarak kişilere bağımlı bireyler haline getirir.

Yaşamın içinde bir yerden sonra büyüdükçe onay ve alkış almadan nasıl bir enerji ortaya koyacağımızı bilemediğimiz an tek başınalığımız kaybolmuş demektir.

Bu kaybolmuş tek başınalığı çoğu insan ilk başta yalnızlık olarak değerlendirir. Bu his zamanla huzursuzluğa ve birey kendini ifade sırasında yeterince destek görmediğini hissettiğinden savunma olarak öfke nöbetlerine dönüşüverir.

Kişi hissettiği ve ortaya koymak istediği ifadelerde yeterince destek almadığında kalbine bıçaklar saplanmış gibi hissederek güç kaybettiğini zanneder fakat asıl güç kişinin kendine ait sözlerinin felç geçirmiş halidir. Bu duygusal felç yaratan duyarsızlık hissi biz zayıfladıkça kalbimize saplanan yalnızlık bıçakları ile kalbi bedene sığmaz hale getirir. Beden bu etkiye karşılık bu duyguyu öfke olarak ortaya çıkararak kendini izah etmek adına bir isyan çıkarır.

Bastırılmış her duygu, tekrarlayan bir nöbet halinde kendini ifadeye imkan yaratır.

Türk toplum ve aile yapısı yaşamı asla tek başınalığa müsaade etmeyecek şekilde deneyimlememize imkan verir. Ancak başkaları üzerinden ve hep birlik olmak adına zengin bir kültüre sahiptir. Bu yüzdendir ki “Tek başınalık” ya da “Yalnızlık” bireye ölüm gibi gelir.

Tek başınalık neredeyse bir ölümdür, senin kalabalığın içinde yarattığın kişiliğin ölümüdür. #osho

Peki, kalabalığın içinde yarattığın kimlik olmadığında ve kalabalıktan sıyrılıp başını tek başına yastığa koyduğunda sen kimsin?

Kova burcunda gerçekleşen Yeni Ay yaşam içindeki varlığımızı ve birey olarak kendimizi nasıl ortaya koyduğumuz sorguluyor.

Varlığımızın bir toplumun, bir arkadaş grubunun veya ailenin bir parçası ile sınırlı olmadığı hatırlatıyor. Ve bu sayede dağılan kimlikleri bütünlemek adına farkındalık geliştirmemize yardım ediyor. İçimizde yalnızlığa karşı bir korku yaratıyor çünkü hepimiz ait olduğumuz toplumda eş, sevgili, arkadaşlar ve ailenin karışımından ibaret bireyleriz. Kova Burcunda gerçekleşen yeni ay kimliklerimizi bu karışımdan ayırarak kendimizi yeni baştan icat etmemizi istiyor. Bizi fabrika ayarlarımıza geri döndürerek toplumdaki varlığımızı kişisel anlamda geliştirmemiz adına bir fırsat yaratıyor.

Yalnızlıktan, Tek başınalığı net çizgilerle ayırarak bunun doğasını anlamak için bizi cesaretlendiriyor. Toplumun doğduğumuz gün bize armağan gibi gelen kalabalığında tek başınalığı keşfetmeye gönüllü olmak cesaret ister. Çünkü orada bulacağın kişi “tek başına” o güne kadar geliştirebildiğin kendinden ibarettir.

Bazen insanlar ile aramıza soğukluk ve mesafe koymadan tek başınalığımızı geliştirmek için yeterli alana sahip olmayız. Bu yeni ay Merkür ile yaptığı kavuşum enerjisi ve en iyicil gezegen olan Jüpiter’den aldığı destek sayesinde bizi Kova burcunun temsil ettiği hava burcu temalarında kendimizi entelektüel olarak yazılı ve sözel alanlarda ortaya koymamızı kolaylaştırıyor.

Yeni icat edeceğimiz kimliğimizin manifestosunu toplumda gözle görülecek şekilde ortaya çıkarıyor.

Bu yeni manifestoyu ortaya koymak için bize yalnızlık hissi veren kalbimize saplanan bıçakları görmezden gelmeniz gerekir. İçimizde bastırdığımız duygularımızın sağlıklı ifadesini mümkün kılmak için önce güçten düşen benliğimizin öfkesini kontrol altına almamız gerekir.

Bu dönemde ön yargılı hükümlerden arınmış ve yarım kalmış gerçeklerden sıyrılmış tepkiler ortaya koymak bu yeni ayın mesajıdır. Öncelikle kendimizi yetersiz hissetmeye karşı geliştirdiğimiz savunma mekanizmamız ile doğru şekilde savaşabilmeyi gerektirir.

Birey olarak kalabalığın içindeki yalnızlığımız ile yüzleşmek kimliği yeniden icat etmenin temelidir. ♒︎

Bizi yalnızlıktan kurtaracak tek gerçek yaşamın doğası içindeki tek başınalığımıza saygı duymamız ve ona sahip çıkmamızdır.

Kova burcu yeni ayının benliğimizin derinliklerinde kalan kimliklerimizi aydınlatması ve yeni başlangıçlar getirmesi dileğiyle…

Ayşe Zeynep Açıkalp, StarZCope 2019